Son dönemde yaşanan bir kadın cinayeti, toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Sinem Y., 28 yaşındaki genç bir kadın, eski eşi tarafından katledildi. Uzaklaştırma kararı almasına rağmen katili, evinin balkonundan dikkat çekici bir şekilde tırmanarak içeri girdi. Bu acı olay, güvenlik önlemlerinin ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Sinem, yaklaşık bir yıl süren ilişkisi sonrasında eski eşi Mehmet K. ile sıkıntılı bir döneme girmişti. Aylardır artan şiddet olayları sonrasında, Sinem, ailesi ve arkadaşlarının da desteğiyle adli mercilere başvurdu. Mahkeme, yapılan başvurular sonucunda Mehmet K.'ya uzaklaştırma kararı verdi. Ancak, bu tür önlemlerin ne kadar etkili olduğuna dair kaygılar söz konusuydu.
Uzaklaştırma kararına rağmen, Sinem’in eski eşi, evinin etrafında dolaşmaya ve onu rahatsız etmeye devam etti. Tanıkların ifadelerine göre, Mehmet K. sık sık Sinem'in yaşadığı mahallede görülüyor, hatta bazı akşamlar onu tehdit ediyordu. Sinem’in ailesi, bu durum karşısında polise başvurmuş, ancak müdahaleler yeterli olmamıştı. Mahkeme tarafından verilen uzaklaştırmanın ardından, Sinem’in güvenliğinden çok fazla endişe edilmiyordu. Olayın üzerinden geçen kısa süre zarfında bu kararın ne denli etkili olduğu bir kez daha sorgulanmaya başlandı.
Olayın olduğu gün, Sinem akşam saatlerinde evinde yalnızdı. Arkadaşlarıyla birlikte bir buluşma planlamasına rağmen, durumu içinden çıkılmaz bir hale geldiği için bu buluşmayı iptal etmişti. Yaklaşık 20.00 sularında, katili balkonuna tırmanarak evin içine girdi. Şahitlerin ifadesine göre, Mehmet K. Sinem’in kapısını kırarak içeri girdi ve burada onu boğazından bıçakladı. Olayın tam saatin bilinmemesi nedeniyle, kendisine en yakın olan bireyler, hemen acil servis ve polis ekiplerine haber verdi. Fakat, yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Bu trajik olay, Türkiye’nin birçok yerinde kadın cinayetlerine karşı mücadelede çok sayıda insanın dikkatini çekti. Kadına yönelik şiddet konusundaki önlemlerin yetersizliği, sosyal medyada birçok kişi tarafından masaya yatırıldı. “Sadece uzaklaştırma kararları almak yetmiyor” yorumları yapılırken, toplumun her kesiminden destek açıklamaları geldi. Sinem’in katli, kadınların yalnızca adli mekanizmaların sağladığı koruma ile yetinmemesi gerektiğini gözler önüne serdi.
Sinem’in ailesi, bu acı olay üzerine hem adalet mücadelesi vereceklerini hem de toplumsal bilinçlendirme çalışmalarına katılacaklarını belirtti. Bu trajik olayın sadece bir istatistik değil, çok sayıda insanın hayatına mal olan gerçek bir sorunun sonucu olduğu hatırlatılarak, özellikle kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini artırmak gerektiği vurgulandı.
İstanbul’da gerçekleştirilen bir anma etkinliğinde, Sinem için düzenlenen etkinlikte annesi gözyaşları içerisinde, “Bu katliam artık son bulsun!” diyerek, kadın cinayetlerine karşı her zaman seslerini yükselteceklerini belirtti. Aile, olayın peşini bırakmayacak ve adaletin yerini bulması için mücadelede bulunacaklarını ifade etti.
Sonuç olarak, Sinem’in acı ölümünün ardından, tüm bu yaşananlar yalnızca bir kadının hayatının son bulmasına yol açmakla kalmadı; aynı zamanda toplumu düşündüren, tartışmaya açan ve daha geniş kitlelerin katıldığı bir duyarlılık oluşturdu. Uzaklaştırma kararlarının yetersiz kaldığı durumların daha fazla yaşanmaması için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadın cinayetlerine karşı farkındalık yaratılması ve daha güçlü önlemler alınması gerektiği her zamankinden daha fazla gündeme oturdu.