Son zamanlarda Suriye'deki iç savaşın seyrini etkileyen liderlerden biri olan Vladimir Putin, aynı zamanda Esad yönetiminin en büyük destekçisi olarak öne çıkıyor. Ancak bu destek, birçok kişi tarafından sorgulanıyor; Putin'in Esad'ı Suriye'nin kaderine neden teslim etmediği merak uyandırıyor. Rusya'nın Suriye'deki varlığı, yalnızca savaşın sona ermesinin ötesinde, jeopolitik dengeleri de etkileyecek sonuçlar doğuruyor. İşte bu karmaşık dinamikler ve Putin-Esad ikilisinin ilişkisi hakkında daha fazla bilgi.
Suriye, tarihsel olarak Rusya'nın Ortadoğu'daki en stratejik müttefiki olmuştur. Sovyetler Birliği döneminden itibaren, Suriye, Rusya için askerî ve siyasi anlamda önemli bir üs olmuştur. 1970'lerde Hafız El Esad’ın iktidara gelmesiyle bu ilişki, daha da derinleşmiştir. Bugün, Putin'in bu ilişkileri pekiştirmesi, Asya ve Avrupa'daki rakip güçlerle olan mücadelesinde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Putin'in Suriye'deki askeri müdahaleleri, 2015'ten bu yana artan bir hızla devam ediyor. Rus hava kuvvetlerinin operasyonları ile birlikte Esad rejimi, muhalefet güçlerine karşı büyük avantajlar elde etti. Bu askeri destek, Rusya'nın Suriye’de kalıcı bir etkisinin olduğunu göstermekte. Ancak Putin'in, Esad'ı tamamen terk etmemesinin ardında sadece askeri destek değil, daha derin ekonomik ve siyasi hesaplamalar da var.
Putin'in Esad yönetimini desteklemesini sağlayan birçok faktör söz konusu. Öncelikle, Suriye, Rusya'nın Akdeniz'deki en önemli askeri ve stratejik noktalarından biri. Tartus'taki deniz üssü ve Lazkiye'deki hava üssü, Rusya'nın bölgedeki askerî varlığını sürdürebilmesi açısından kritik öneme sahip. Bu üsler, sadece Suriye ile sınırlı kalmayıp, Rusya'nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika üzerindeki etkisini artırması açısından da önemli fırsatlar sunuyor.
Öte yandan, Suriye'deki iç savaşın sona ermesi ve yeni bir yönetimin ortaya çıkması, Rusya'nın çıkarlarını riske atabilir. Suriye'de istikrarsız bir ortam, Rusya için bir dizi tehdit oluşturuyor; bu nedenle Putin, Esad ile olan ilişkisinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına stratejik bir avantaj olarak gördüğü Bu durumu pekiştirmek için, Esad yönetimi ile olan ilişkisini güçlendirmeye devam ediyor.
Bir diğer önemli nokta ise; İran ile olan işbirliği. Suriye'deki çatışmalarda İran, Esad rejiminin en büyük destekçilerinden biri oldu. Ancak Rusya, İran'ın bölgedeki etkisinin artmasından endişe duymaktadır. Putin, Esad'a destek vermekle birlikte, aynı zamanda İran'ın Suriye üzerindeki etkisini kontrol altına alma çabası içinde. Bu denge, Rusya'nın Suriye'deki varlığını pekiştirmekle kalmayıp, daha geniş bir stratejik açıdan da fayda sağlamaktadır.
Sonuç olarak, Putin'in Esad'ı Suriye'nin kaderine terk etmemesinin birçok nedeni var. Bu ilişkiler, yalnızca askeri ve siyasi bir dayanışma değil, aynı zamanda ekonomik çıkarları da içermektedir. Rusya'nın, Suriye'deki varlığını sürdürmesi ve Esad ile olan ilişkisini güçlendirmesi, Ortadoğu'daki jeopolitik dinamikleri etkileyecek önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreçte, Suriye halkının geleceği ne olursa olsun, Putin ve Esad arasındaki bağın ne kadar güçlü kalacağı, dünya gündemindeki en dikkat çekici meselelerden biri olmaya devam edecek.