Son yıllarda gençler arasında kanser vakalarında gözlemlenen artış, sağlık uzmanlarını ve toplumun farklı kesimlerini endişelendiriyor. 15-39 yaş aralığındaki bireylerde görülen kanser türlerinin artmasının ardındaki nedenler, bilim insanları ve doktorlar tarafından araştırılıyor. Genç yaşta kanser olmanın birçok etkeni olsa da, yaşam tarzı, çevresel faktörler ve genetik yatkınlık gibi unsurlar ön plana çıkıyor.
Geçmişte, kanser genellikle daha ileri yaş gruplarındaki bireylerde yaygın olarak görülüyordu. Ancak günümüzde, genç yaşta kanser tanısı konulan bireylerin sayısında önemli bir artış yaşanıyor. 2022 verilerine göre, gençler arasında kanser oranlarının %30 oranında artması dikkat çekici. Hem erkek hem de kadın gençler arasında farklı kanser türlerinin dağılımında farklılıklar gözlemleniyor. Uzmanlar, bu durumun birkaç ana sebebi olduğunu belirtiyor.
Öncelikle, genetik yatkınlık önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Aile geçmişinde kanser öyküsü bulunan bireylerin, daha büyük risk altında olduğu biliniyor. Genetik araştırmalar, BRCA1 ve BRCA2 gibi genlerin mutasyona uğramasının, belirli kanser türlerine karşı yatkınlığı artırdığını göstermektedir. Dolayısıyla, ailesinde kanser öyküsü bulunan gençlerin daha dikkatli takip edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Bunun yanı sıra, çevresel faktörler de önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Hava kirliliği, kimyasal maddelere maruz kalma ve sağlıksız yaşam koşulları, kanser riskini artıran unsurlar arasında yer alıyor. Özellikle endüstriyel bölgelerde yaşayan gençlerin, kanserojen maddelere maruz kalma ihtimali daha yüksek. Çevresel toksinlerin uzun vadede DNA hasarına yol açabileceği ve kanser gelişimine zemin hazırlayabileceği bilinmektedir.
Gençler arasındaki kanser vakalarının artışında önemli bir diğer unsursa, yaşam tarzıdır. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, düzensiz uyku düzeni ve yetersiz fiziksel aktivite, kanser gelişimi için risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Fast food tüketiminin artması, obezite oranlarını yükseltirken, bu durumun da birçok kanser türüyle bağlantılı olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur. Özellikle genç yaşta başlayan aşırı kilolu bireylerin, kanser riskinin artabileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Ayrıca, kanserle mücadelede etkin bir unsur olan fiziksel aktivitenin azalması da dikkat çekiyor. Modern yaşamın getirdiği hareketsiz yaşam tarzı, gençlerin fiziksel ve mental sağlığını olumsuz yönde etkilerken, bu durum özellikle bağışıklık sistemini zayıflatarak kanser riskini artırabiliyor. Düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi gibi unsurlar, gençlerin kanser risklerini azaltmak için uygulayabilecekleri önlemler arasında yer alıyor.
Uzm. Dr. Ayşe Yılmaz, “Genç yaşta kanser vakalarının artışını gözlemliyoruz. Bu phénomène aile öyküsü, çevresel faktörler ve yaşam tarzıyla ilgilidir. Gençlerin sağlıklı bir yaşam için bilinçli adımlar atması şart” şeklinde konuşuyor. Uzmanlar, genç bireylerin düzenli sağlık kontrolü yaptırmalarını ve doktora başvurdukları herhangi bir sağlık sorunu hakkında bilgi sahibi olmalarını da öneriyor.
Sonuç olarak, gençlerde kanser vakalarındaki artış, çok faktörlü bir durumdur. Genetik yatkınlık, çevresel etmenler ve yaşam tarzı gibi unsurların bir araya gelmesi, bu durumu etkileyen önemli etkenlerdir. Gençlere yönelik farkındalık kampanyalarının ve sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesinin teşvik edilmesi, bu sorunun üstesinden gelinmesine büyük katkı sağlayabilir. Toplum olarak, gençlerimizi bilinçlendirmek, sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak ve onları düzenli sağlık taramalarına yönlendirmek, gelecekte daha sağlıklı bir nesil yetiştirme yolunda önemli adımlar olacaktır.