17 Ekim 2023 tarihinde Türkiye’nin doğu bölgelerinde meydana gelen Erzincan depremi, hem yerel halk hem de uzmanlar arasında büyük bir endişeye neden oldu. Depremin ardından ülkenin önde gelen jeologlarından Naci Görür, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti. Görür, depremin yarattığı etkilere ve özellikle olası tsunami risklerine dair önemli bilgiler paylaştı.
Naci Görür, deprem sonrası yapılan ilk değerlendirmelerde, Erzincan ve çevresinde yer alan fay hatlarının etkinliği üzerine çarpıcı tespitlerde bulundu. Görür, depremin meydana geldiği alanın, Türkiye’nin en aktif fay hattı olan Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığını vurgulayarak, “Bu fay hatları uzun yıllardır çalışmaların odak noktası. Depremler beklenen bir durum ancak büyüklük ve etkileri her zaman değişkenlik gösterebiliyor” dedi. Ayrıca, 2023 yılının başından beri bu bölgede yaşanan hareketliliklerin de önemli olduğunu belirtti. Bu süreçte yer bilimi alanındaki gelişmeler ve verilerin, depremlerin öngörüsünde ne denli önemli olduğunu düşündüren Görür, “Verilere dayanarak, bazı tahminlerde bulunmak mümkün. Ancak %100 kesinlikte bir öngörü sağlamak neredeyse imkansız,” şeklinde konuştu.
Naci Görür, konuşmasında özellikle deniz seviyesine yakın olan yerleşim alanlarının tsunami riski için dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi. “Bu tür büyük depremler, deniz tabanında kırılmalara ve dolayısıyla su dengesinin bozulmasına yol açabilir.” diyen Görür, bu durumun denizlerde tsunami dalgaları oluşturabileceği konusunda uyardı. Erzincan'ın iç bölgede yer almasından dolayı doğrudan denizle bağlantısı olmasa da, yer altındaki sular ve mevcut fay hatları üzerinden bu tür bir riskin var olabileceğini ifade etti. Uzman, “Özellikle Doğu Karadeniz ve Akdeniz bölgesindeki tatlı su kaynaklarının durumu ve suların dengesi çok önemli.” diyerek, alternatif senaryolar üzerinde durulması gerektiğini belirtti.
Buna ek olarak, Görür, kamuoyuna yönelik bilinçlendirme çalışmalarının önemine de dikkat çekti. Deprem sonrası kriz yönetimi ve öncesinde alınacak tedbirler hakkında bilgi paylaşımının artırılması gerektiğini vurguladı. “Her bireyin deprem, tsunami ve doğal felaketler konusunda bilinçlenmesi gerektiği bu tür olaylarda çok daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.” dedi. Naci Görür, yerel yönetimlerin ve devletin bu konuda nasıl adımlar atabileceği üzerine önerilerde bulundu. Olası sismik aktivitelerin daha iyi takip edilmesi ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun yanına acil durum planlarının her aile için hazırlanması gerektiğini ekledi.
Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla, hem deprem sonrası endişeleri azaltmaya yönelik hem de önümüzdeki dönem için alınacak tedbirler hakkında fikirler sunan Görür, “Bilim insanları olarak herkesin güvenliğini ve sağlığını ön planda tutmalıyız. Bu tür doğal afetler karşısında bir araya gelip dayanışma içinde olmak, toplum olarak bizleri daha güçlü yapar” mesajını iletti.
Erzincan depremi, sadece bir doğal afetten ibaret olmamakla beraber, geleceğe dönük farkındalık yaratılması gereken bir olay olarak değerlendirildi. Uzmanların ifadeleri doğrultusunda, hazırlıksız yakalanan birçok insanın endişelerinin yanı sıra, toplumsal bilinci artırmak için atılacak adımların da önemini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Naci Görür’ün çağrısı, sadece Erzincan için değil, Türkiye’nin genelindeki herkes için geçerli. Bilimle hareket etmek, tecrübelerden ders almak ve her zaman bir adım önde olmak için dikkatli davranmak hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, Erzincan'daki bu deprem, toplumları doğal afetler konusunda bilinçlendirmenin yanı sıra, profesyonel ve devlet desteğinin önemini ortaya koymuş durumda. Naci Görür, deprem sonrasındaki açıklamaları ile bu noktada önemli bir ses olmayı başardı. Gelecek için atılacak adımlar ve alınacak önlemler, hem bireylerin güvenliği hem de toplumun dayanıklılığı açısından kritik önemde. Bilim dünyasının en saygın isimlerinden biri olarak Naci Görür, bu süreçteki bilgileri ve önerileriyle herkesin dikkatini çekti.